6/22/2010

Göc ve Politika

Devletler, sınırlarını ne kadar korumaya, kontrol etmeye ve düzenlemeye çalışırsa çalışsın, bunun için devasa teknik ve askeri yatırımlar yaparsa yapsın, hiç bir sınır ebedi değildir. Bugün için ulus devlete ve onun sınır ve yerleştirme politikasına en büyük meydan okuma göçmenler ve mültecilerden gelmektedir. Hem de sınır aşındıran bu meydan okuma artarak devam etmekte ve bunu tamamen engelleyemeyen ulus devletler yeni araçlara ve yöntemlere başvurmak zorunda kalmaktadır. Apartheid göç rejimi, mülteci toplama kampları, sınırda öldürmeler, sınırdışı etme, geri gönderme antlaşmaları, sınırların militarize edilmesi, DATA bankalar vs.vs., tüm bunlar bugün devletlerin yasa dışı ilan ettikleri göç ile mücadele araç ve yöntemleri arasındadır. Türkiye de bu ve benzeri yöntemleri “yasadışı göç” ile mücadele olarak kullanmasına karşın, pek çok şeyi göze alıp yollara çıkan insanların göç ve iltica hakkını engellemede, düzenlemede ve kontrol altına almakta doğal olarak başarı sağlayamayacaktır.

6/20/2010

20 Haziran Dünya Mülteciler Günü

“Hudutsuz Dünya” Ankara girişimi olarak 20 Haziran dünya mülteciler günü nedeniyle 19 Haziran Cumartesi günü Ankara Yüksel Caddesi`ndeydik. Hudutsuz Dünya İnsiyatifi`nin saat 14.00`te okuduğu basın açıklamasının ardından yaklaşık elli kişiden oluşan grup toplu olarak Yenişehir postanesine giderek İçişleri Bakanı Beşir Atalay`a taleplerin yazılı olduğu kartpostallar gönderdi.

Yapılan basın açıklamasında, genel olarak Türkiye`de zor koşullar altında yaşamaya zorlanan mültecilerin durumlarına; Türkiye de dahil olmak üzere ikili ülkelerin “geri kabul” antlaşmalarının bir hak olan göçü ve göçmeni mağdur ettiğine; AB`nin finansal olarak desteklediği çevre ülkelerde inşa edilen “mülteci toplama kamplarının” derhal durdurulmasına dikkat çekildi. Mültecilere ve göçmenlere karşı Türkiye`de işlenen suçların artık üstünün kapatılamayacağı ve bu tür olayların üzerine gidileceği vurgulandı. Yaklaşık bir saat süren aksiyon boyunca herhangi bir olumsuzluk yaşanmadı.

6/09/2010

"Kağıtsız" Göçmen Kadınların Sorunlarını Konuşuyoruz

Göçmen Dayanışma Ağı ve Cinsel Şiddete Karşı Kadın Platformu

Tarih:12 Haziran Cumartesi Saat 17.00 Yer: Barış için Kadın Girşimi Nane Sokak. No: 18 Beyoğlu/İstanbul (Ağacami arkası, sağdan üçüncü sokak)

Geçen hafta gündeme gelen Türkmenistanlı kağıtsız bir göçmen kadının polis tecavuzune uğradığı iddasinın ardından kadının ifadesini geri çekmesi ve sınırdışı edilmesiyle sonuçlanan cinsel şiddet vakasıyla birlikte kadın göçmenlerin yaşam ve çalışma koşulları konuşulmaya ve tartışılmaya başladı. Türkiye'de ağırlıklı olarak ev işi, bakım ve hizmet, seks ve tekstil sektörlerinde her türlü güvenceden yoksun çalışan, ayrımcılığa uğrayan, her an sınırdışı edilme tehditi altında yaşayan ve polis şiddetine maruz kalan göçmen kadınların sorunlarını konuşmak, beraber bu konuda yapabileceklerimizi tartışmak için 12 Haziran Cumartesi günü saat 17.00'da Barış için Kadın Girşimi'nin yeni mekanında buluşuyoruz.

Tüm kadınları bekliyoruz.

CİNSEL ŞİDDETE KARŞI KADIN PLATFORMU Türkiye çapında, 1990’lardan bu yana kadına yönelik şiddetle mücadele eden çeşitli örgütlerinin üye olduğu platform; cinsel şiddetle feminist yöntemlerle mücadele etmek: Farkındalık yaratmak/arttırmak, kamuoyu ve caydırıcılık oluşturmak; cinsel şiddete maruz kalan kadınların (ve çocukların) emniyet ve sağlık kuruluşları ile adli makamlardaki iş ve işlemlerinin en iyi şekilde gerçekleşmesi için cinsel şiddet kriz merkezlerinin kurulmasını sağlamak; cinsel şiddete karşı kadınlar arasında dayanışma ağları oluşturmak için çalışıyor. http://www.cinselsiddetekarsikadinplatformu.org/ cinselsiddet@gmail.com

6/05/2010

"40 Mülteciyi öldürüp gömdük"

Hakkâri'nin Yüksekova ilçesinde jandarma istihbaratında görev yapmış olan gizli tanık, 13 yıl önce İran sınırından kaçak yollarla Türkiye'ye giriş yapan 40 mülteciyi öldürüp bir çukura gömdüklerini, bu kişilere ait toplu mezarın yerini de gösterebileceğini öne sürdü.

Yüksekova ilçesinde Jandarma İstihbarat Komutanlığı'nda görev yaparken sözleşmesi yenilenmeyip meslekten ihraç edilen uzman çavuş, bir süre önce Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı'na gizli tanık olmak için müracaatta bulundu. 3 gün boyunca sorgulanan ve Hakkâri'nin Yüksekova, Şemdinli, Çukurca ilçeleri ile Şırnak, Van ve son olarak Diyarbakır'da görev yaptığını ifade eden uzman çavuş, kısa adı JİTEM olan Jandarma İstihbarat Terörle Mücadele sorgu biriminde 12 yıl boyunca görev yaptığını söyledi. Hakkari'de görev yaptığı dönemde geçici görevli olarak Van'ın Başkale ilçesine gittiklerini belirten uzman çavuş, 1997'de 40 mültecinin kaçak yollarla Başkale sınırından Türkiye'ye giriş yaptıklarını söyledi. Çoğu İran, Pakistan ve Afganistan uyruklu olan mültecilerin sağ yakalandıklarını anlatan gizli tanık, konu hakkında bilgi verilen Tugay Komutanı tuğgeneralin, bu kişilerin savcılığa çıkarılmaları halinde tutuklanmayıp serbest bırakılacaklarını ve sınır dışı edildikten bir süre sonra tekrar ülkeye giriş yapmak isteyeceklerini söylediğini ifade etti. Eski uzman, "Hepsini öldürün" talimatı üzerine de elleri arkadan bağlanan mültecilerin karakola 5 kilometre uzaklıkta bulunan dağlık bir alanda tarandığını iddia etti. Cesetlerin iş makineleriyle kazılan bir çukura gömüldüğünü üzerlerinin kapatıldığını öne süren tanık, öldürülenlerin sınırdan sızmaya çalışan PKK'lılar olduğuna dair tutanak tutulduğunu öne sürdü. Dosya, yer gösterme ve diğer işlemlerin yerine getirilebilmesi için Van Özel yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi.

Özgür Cebe

Sabah Gazetesi

İlgili link: http://www.sabah.com.tr/Gundem/2010/05/11/eski_uzman_gizli_tanik_oldu_40_multeciyi_oldurup_gomduk